Neden Hasta Olmuyorum?

-

Sağlığını düşünen ve araştırma yapan herkese tekrar merhaba… Neden hasta olmuyorum?

2012 yılında kızımın doğumu ile birlikte yaşantımıza sadece hoş geldin bebek değil, bir de geçmek bilmeyen gaz sancıları eklendi. Bunun sonucunda doğa, bitkiler ve faydalarını elimden geldiğince okumaya başladım. Tabi bunun öncesi de var. Çalışmaya başladığım 1999 yılından, ilk bebeğimin doğum tarihi olan 2012 yılına değin iş hayatım oldukça tempolu geçti. Doğuma kadar çalışanlardanım. Bu sebeple vücuduma gıda takviyeleri alır, mutlaka düzenli kullanırdım. Anne tarafı kalp krizi vefatları ve baba tarafı kanser vefatları ile sarılıydı. Diyabet keza öyle… Fazlasıyla ürkütücü öyle değil mi? Çalışma hayatına kadar bilinçli olmasam bile evlat işin içine girince haliyle araştırmalar başladı. Sağlıklı yaşam düsturum oldu. Sağlıklı yaşam ve beslenme hayatımın odak noktası haline geldi.

Bu yazımı Şubat 2022’de yazıyorum. 47 yaşına girdim. Genetik olarak tanımlanan FMF rahatsızlığı harici (Bu konu ile ilgili de bir yazı yazmak şart oldu) kalp, diyabet veya kanser rahatsızlıklarına yakalanmadım. Çoğu emsal yaşıtlarım 30’lu yaşlarda tansiyon ilaçlarına başladı. Şükür her şeye, her zaman. Şu ana değin şükrettiğim konuların en başında sağlıklı olmam ve durumumu korumam geliyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın dediği gibi; “Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…”

Özellikle 17 Kasım 2019 tarihinde Çin’in Vuhan kentinde başlayan virüs salgınını hatırlayalım. Aşı üreten şirketler Dünya’nın en zenginleri listesinde yer aldılar bile. Keza yıllardır ilaç şirketleri de diğer şirketler gibi kar amacı güdüp işlerinin sürekliliğini sağlama adına aldıkları kararları uygulamaktalar. İlaçların yan etkileri ile insan yaşamında yıkıcı etkiler de bıraktığını gördükçe! Bağışıklık sistemi ve farkındalığı daha da bilinir oldu. Yavaş yavaş bir önceki yazımda bahsettiğim konumuza girelim artık. Terazi tartıyla, her şey vaktiyle ölçülür… Başlıyoruz!

İngiliz Karbonatı ile Sodyum Bikarbonat Faydaları

  1. Doğal Bir Alkali Malzemedir: Bedende oluşan asit ve inflamasyonların etkilerini azaltır ve pek çok derde deva olur. (İnflamasyon nedir diye bilmeyenler için yazalım. İltihaplanma olarak bilinen inflamasyon, herkeste meydana gelen ve bağışıklık sisteminin vücudu çeşitli hastalık veya yaralanmalara karşı korumak amacıyla oluşturduğu bir tepkidir. Vücuttaki birçok iyileşme sürecinin temelinde inflamasyon oluşması yer alır.) Bedendeki pH dengesini kurmak ve genel sağlığı iyileştirmek için en iyi doğal çözümlerden birisi. Bedende fazla asit birikmesi kemik erimesi ve artrit gibi rahatsızlıkların riskini arttırıyor.
  2. Vücudu Alkalize Etme: Birçok sağlık sorunu, aşırı asidik bir vücuda sahip olmaktan kaynaklanır. Modern diyetler, işlenmiş gıdalar, aşırı kahve, yetersiz meyve ve sebzelerin tümü asidik sisteme katkıda bulunabilir. Vücudunuzun pH’ını iyileştirmek, birden fazla sağlık sorununu azaltabilir veya çözebilir. Sağlık ve yaşam diyerek bu konuyu bir sonraki yazımda ayrıntılı ele alacağımdan kaldığımız yerden devam edelim.
  3. Doğal Bir Antiasittir: En büyük faydalarından birisi asitliği giderici olmasıdır. Reflü; midede bulunan asitlerin yemek borusuna tekrar geri gelmesi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlıkta asit, yemek borusunu tahriş edebilir ve göğüs-boğaz bölgesinde yanma hissine sebep olabilir. İngiliz karbonatı ya da tercihen kullanacağınız sodyum bikarbonat ise mide asidini nötralize eder. Böylece reflü ile mide problemlerine dair pek çok sorunun çözülmesini sağlar.
  4. Gut ve Diğer Eklem Problemlerini Tedavi Eder: İdrardaki ve kandaki yüksek düzeyde ürik asit, artrit ve gut gibi kronik rahatsızlıklar kaynaklı ağrılara sebep olur. Gut bildiğiniz üzere eklemlerde ağrı, şişlik, hassasiyet ve sıcaklığa neden olan bir iltihap şeklidir. İngiliz karbonatı ve sodyum bikarbonat bu fazladan asidin alınmasını sağlar ve etkili bir çözüm sunar.
  5. Kanser Hücrelerini Yok Eder: Vücudun pH seviyesinin asidik düzeyde olması kanser gibi çok ciddi sağlık sorunlarını ortaya çıkarır. Kanser ya da kronik rahatsızlıklardan uzak kalmak için aç karnına karbonatlı su içebilirsiniz. Karbonatlı su pH seviyesini olması gerektiği düzene çekerek kanserden korur. ( 1 numaralı link )
  6. Böbrekte Oluşan Taşları Önleyicidir: İdrardaki asit miktarı (pH düzeyi) böbrek taşı oluşumunu etkileyen önemli bir faktördür. İdrar pH’ı düştükçe asiditesi artar, yükseldikçe alkali hale gelir. Asidik idrar bazı taş (ürik asit ve sistin) kristallerinin oluşumunu sağlar. Ayrıca vücuttaki asit-baz dengesi idrardan sitrat atılımını etkiler. Sitrat kalsiyum okzalat taşlarının oluşumunu engelleyen çok önemli bir maddedir. ( 2 numaralı link )
  7. Gripten Korunmak – Önlemek ve İnatçı Öksürük İçin Faydalıdır: Aldığımız ufak tefek önlemler ile her şeyden korunmak mümkün. Ailecek çok fazla hastaneye giden insanlar olmadık. Şükür! Bu rahatsızlıklar için en başta içten fayda sağlarken bünyenize gargara yaparak dıştan da koruma sağlayabilirsiniz.
  8. Bebeklerde “Konak” Oluşumunu Önler: Zeytinyağı yerine bir alternatif olarak bu oluşumlara mani olmak için kullanabilirsiniz. Bebekler ve küçük çocuklarda kafa derilerinde bazen konak adı verilen pul pul bir kabuk bulunur. Söz konusu bebekler olduğu için haftada bir veya iki defa kullanabilirsiniz. 10 dakikadan fazla cilt üzerinde tutmamalısınız. Alkaloza neden olabilir. (Alkaloz kanda bulunan yüksek miktardaki alkali nedeniyle pH seviyesinin 7.45’in üstüne çıkması durumudur. ) Bebeğinize banyo yaptırmadan önce, İngiliz karbonatı ile kafasına masaj yapıp 10 dakika sonra durulayın. Ardından yıkayın. Konaklardan tamamen kurtulana değin devam edilebilir. Ancak bu konuda kişisel tercihim zeytinyağı olurdu. Bebeklerimde çok az olduğunu da belirtmeliyim. Bu konuda da daha sonra anne sütü ve kalitesini arttırmak konulu bir yazı yazabilirim. Çünkü bebeklerim kilo bakımından oldukça iyi ve pofuduklardı.
  9. İyi Bir Peeling Ürünüdür: Sodyum bikarbonatı bir peeling ürünü olarak kullanabilirsiniz. Çünkü hafif bir aşındırıcı etkisi vardır. Ölü hücrelerin ortadan kaldırılmasını sağladığı gibi yeni hücrelerin üretimine izin verir ve cildi parlatır. Tek yapmanız gereken onu suda seyreltmek ve yüzünüze dairesel olarak uygulamak. Fakat her gün yapmayın. Haftada iki defa kullanabilirsiniz.
  10. Sivilceleri Önler: Ciltteki inflamasyonu azaltır ve sivilce oluşumunu engeller. Bakteri karşıtı özellikleri de bu konuda fayda sağlar.
  11. Karbonat Banyosu: Ilık bir su kabına bir bardak tercihe bağlı olarak sodyum bikarbonat veya İngiliz karbonatı eklenebilir. Bu banyo ile su çiçeği, zona, böcek ısırıkları, zehirli sarmaşık ve dermatit gibi her türlü kaşıntılı sorunu giderir. Yine bu banyolar soğuk algınlığı veya grip olanlar için yatıştırıcıdır. Cilt tarafından emilir ve vücudun alkali olmasına yardımcı olur.
  12. Yanıklara İyi Gelir: Evde ufak tefek yanıklar olduğu zaman yanığı soğuk akan su ile 10-15 dakika soğuttuktan sonra yanık üzerine İngiliz karbonatı macunu uygulanabilir. Şiddetli yanıklarda sakın uygulamayın.
  13. Kıymık: Her ne kadar gündelik hayatta bu olasılık azmış gibi görünse de aklınızda bulunsun. Sodyum bikarbonat macunu hazırlayarak kıymık üzerine uygulayın. Ardından bir yara bandı ile kapatın. Bu işlem kıymıkları çıkarmaya yardımcı olacaktır. Yara bandını her 8 saatte bir değiştirin.
  14. Arı Sokması: Hızlı ağrı kesici sağlamak için İngiliz karbonatı veya tercihen sodyum bikarbonat macununu arı sokmasına veya diğer böcek ısırıklarına uygulayabilirsiniz. Macun ayrıca şişmeyi de azaltacaktır.
  15. Temizlik İçin Karbonat: Temizlik için kullanılabilecek birçok farklı kimyasal var. Ancak bu kimyasallar pahalı olup, suya, sağlığa ve çevreye bilinen birçok zararları vardır. Elimizin altında ve her zaman evimizde olan sodyum bikarbonat ile çeşitli temizleyicilerin yerine kullanmanızı öneririm. Mutfakta ve banyoda bir kavanoz içinde muhafaza etmeniz size kolaylık sağlayacaktır. Lavabolarda, tezgahlarda, tuvaletlerde yüzey temizlerken kullanabilirsiniz. Koku giderici özelliği ile halılar, buzdolabı içi ve çamaşırlarda kullanabilirsiniz. Ben sirke ile birlikte lavabo açıcı özelliğinden de yararlanmaktayım.

Önemli Not: “Azı karar, çoğu zarar” sözünden hareketle çok miktarda kullanmak, vücudun çok alkali olduğu bir durum olan alkaloza neden olabilir. Ve vücutta elektrolit dengesizliğine neden olabilir. Tansiyonunuz varsa dikkatli kullanın. 1 lt’lik su içine 1 çay kaşığı ve birkaç damla limon ile dengeleyebilir ve normal su içiminize devam edebilirsiniz.

Kullanım oranları hakkında; vücudunuzu tanımak çok önemli olmakla beraber İngiliz karbonatı veya sodyum bikarbonatı sabahları aç karnına bir bardak suya 1 tatlı kaşığı karbonat ekleyerek tüketebilirsiniz. Günde en fazla 2 kez içmeniz tavsiye edilir. Bulantı hissi oluşabilir dikkat!

Her zaman dediğim gibi sahip olduğunuz bedeninize, zihninize, algınıza ve dünyanıza iyi bakın. Bir sonraki yazım olan alkalize su yapımda görüşmek üzere Hoşçakalın!

Hatırlatma: Aşağıda yer alan linkleri de okumanız faydalı olacaktır.

Linkler:

1- http://www.youtube.com/watch?v=Grtrm8tk4d4&feature=share

2- https://tassizhayat.com/hangi-icecekler-bobrekte-tas-olusumunu-engeller/

3- https://www.takvim.com.tr/yasam/2014/02/03/inatci-oksuruge-karbonat

4- https://saglikhaberleri.com/buyuk-ilac-firmalarinin-kabusu-karbonat/

5- http://www.isakarakas.com.tr/hastaliksiz-uzun-yasamin-sirri-karbonatli-su-mucizesi/

6- https://www.earthclinic.com/remedies/baking_soda.html

Kitap Önerileri:

https://www.idefix.com/search?q=kanserden%20korkma%20tedaviden%20kork&redirect=search

https://www.kitapyurdu.com/kitap/doktorunuzun-soyleyemedikleri-keleysin/1307.html

https://www.kitapyurdu.com/kitap/doktorlarin-buyuk-sirri-kanser-cinayetleri/70433.html

Bu yazıyı paylaş

Son gönderiler

Popüler Kategoriler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son yorumlar