Bor’un hayvanlar için önemi yine insan beslenme zinciri içinde yer alması başta olmak üzere önemlidir. Ayrıca evde baktığımız canların sağlığı açısından da önemlidir. Kanatlı ve diğer hayvan türleri için bor esansiyel bir element olarak düşünülmektedir.
Ülkemiz dünya bor varlığının %73’ine sahip olmasına karşılık bor elementinin çiftlik hayvanlarının verim ve “genel sağlık performansı” üzerine olan etkilerini belirlemeye yönelik çalışma sayısı çoğaltılmalıdır. Borun hayvan ve insan organizmasındaki kemik gelişimi ve mineralizasyonu, Ca, P ve Mg metabolizması, enerji metabolizması, çeşitli enzim aktivasyonunun sağlanması gibi etkileri yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bu çalışma sonuçlarının değerlendirilerek bor mineralinin hayvanların rasyonlarında (besinlerine) yer alması performansın iyileştirilmesinde, kemik yapısına ilişkin bozuklukların giderilmesinde ve lipid metabolizmasına ilişkin kolesterol ve trigliserit düzeylerinin düşürülmesinde etkili olabileceği düşünülmektedir.
Bu nedenle bor ve bor bileşiklerinin hayvan rasyonlarında olumlu olabilecek dozunun belirlenmesi, diğer metabolizmalar üzerine olan etkilerinin ortaya konulabilmesi ve biyokimyasal fonksiyonlarının kesin olarak açıklanabilmesi açısından daha fazla araştırma yapılmalıdır.
Kanatlılarda Yapılan Araştırmalar
Kanatlı etinin son zamanlarda insan beslenmesi açısından öneminin giderek artmasıyla birlikte kanatlı hayvan yetiştiriciliği büyük bir sektör haline gelmiştir. Bu ilerlemede kısa zamanda kesim ağırlığına ulaşan ve yemi etkin bir şekilde değerlendiren tavuk ırklarının elde edilmesinin önemi büyüktür. Fakat canlı ağırlıktaki bu artış sindirim, solunum ve iskelet sisteminde bir takım aksaklıkları da beraberinde getirmiştir. Bu problemleri en aza indirmek amacıyla farklı yetiştirme ve besleme koşulları sürekli olarak araştırılmaktadır.
Bacak kemiklerinin gelişimi, canlı ağırlığı taşımanın yanı sıra kesimde hedeflenen kusursuz karkas yapısının oluşumunda da önemlidir. Kemik gelişiminde kemiğin uzunluğu, ağırlığı ve kül oranı oldukça etkilidir. Kemik gelişimini desteklemek ve sürdürebilmek hazırlanan rasyonun kalitesi ile doğru orantılıdır. Rasyon içeriğindeki besin maddelerinin yerinde ve uygun miktarlarda katılması hayvanın sağlıklı gelişimi açısından önem arz etmektedir. Genelde rasyonlar hazırlanırken protein, metabolik enerji ve makro elementler doğru şekilde değerlendirilirken mikro besin elementleri gözden kaçmaktadır. Mikro besin elementlerinden biri olan bor’un insan ve hayvan beslenmesinde kullanımı oldukça yeni ve güncel bir konudur. Ancak günümüzde bor ile ilgili araştırmaların çok büyük bir bölümü endüstriyel amaçlarla yapılmaktadır. Sağlık ve besleme alanındaki çalışmalar daha fazla yapılmalıdır.
Biyokimyasal Mekanizmalar Üzerine
Bor elementinin insan ve hayvan vücudundaki biyokimyasal mekanizmaları üzerine son yıllarda daha fazla araştırma yapılmaktadır. Cis-hidroksil grupları içeren biyosubstratlarla (şekerler, polisakkaritler, adenozin-5 fosfat, piridoksin, riboflavin, dehidroaskorbik asit ve püridin nükleotidi) reaksiyona girerek hücre zarı fonksiyonları ve stabilitesinde, hormon reseptörleri ve transmembran sinyallerinde etkili olabileceği ileri sürülmektedir. Kanatlı ve diğer birçok hayvan türü için esansiyel olduğu düşünülmeyen bor, NRC tarafından 1984 yılında kanatlı hayvanların türü ve üretim tipi dikkate alınmadan rasyonlarında 2 ppm düzeyinde bulunması gerektiği bildirilmiştir. Sonraki dönemlerde ise kanatlılar için bir düzey belirtmekten kaçınılmıştır.
Deneyler
Hunt ve Nielsen bor’un broylerlerde (etlik piliç) gelişim ve mineral (Ca ve P) metabolizması üzerine etkili olduğunu ve Vitamin D noksanlığına bağlı belirtilerin azaltılmasında rol aldığını bildirmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda bor’un piliçlerde makro mineral metabolizması üzerinde de önemli rolü olduğu vurgulanmıştır.
Rossi ve arkadaşları ise karma yemde 2 farklı bor kaynağının (borik asit, sodyum tetra borat-borax) etkisini inceledikleri çalışmalarında canlı ağırlık, yumurta ağırlığı, ölüm oranı ve kabuk ağırlığının uygulamalardan etkilenmediğini fakat yumurtadan çıkış gücü ve kuluçka randımanının kontrol grubuna göre daha yüksek bulunduğunu bildirmişlerdir.
Rossi ve arkadaşları etlik civcivlerde bor ve riboflavinin etkilerini inceledikleri çalışmalarında 21. gündeki canlı ağırlık, yem tüketimi ve ölüm oranının 320 mg/kg bor katkılı yemle beslenen deneme grubunda düşük çıktığını tespit etmişlerdir.
Dupre ve arkadaşları ise vitamin D bakımından yetersiz olarak beslenen civcivlerin yemlerine bor katkısının eksiklik belirtilerini azalttığını bildirmişlerdir.
Eren ve arkadaşlarının 8 ve 18 haftalık yumurta tavuklarıyla yaptıkları çalışmalarında farklı düzeylerdeki (5, 10, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg) borik asit ilavesinin yumurta iç ve dış kalite özelliklerinde değişimlere neden olduğu ve özellikle 400 mg/kg ilavenin canlı ağırlığı, yem tüketimini ve yumurta verimini düşürdüğü tespit edilmiştir. Ayrıca aynı çalışmada rasyona (besin ve enerji miktarı hesaplanmış bir günlük yem miktarı) bor ilavesi yumurta kolesterol içeriğini artırırken serum kolesterol içeriğinde ise düşüşe neden olmuştur.
Dünyada sadece Ademoğlu olarak insanlar yaşamamaktadır. Üzerinde yaşadığımız dünyayı paylaştığımız canlılarla sağlıklı bir şekilde geçinebilmek bana göre şarttır. Çünkü en nihayetinde üstün yaratılışlı olan “insan”a tüm canlılar hizmet etmektedir. Her zaman dediğim gibi sahip olduğunuz bedeniniz, zihninize, algınıza ve dünyanıza iyi bakın. Yazı içindeki linklere mutlaka göz atın. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere Hoşçakalın.