“Sağlıklı değilsen, bal bile zehir gelir,” demiş A.Schopenhauer. Bor eksikliğinin belirtileri başta kanser olmak üzere bir çok kronik hastalığın çıkışında etkin olduğu bulunmuş ve ispatlanmıştır.
Borun en temelde vücudumuzun yapı taşı olan hücrelerde yeterli olmadığını baz alarak değerlendirmeye başlarsak, tüm vücutta yarattığı olumsuzlukları daha iyi anlarız. Bor ve sağlıklı yaşamda bor’un hücreler bazında azalması ile yerini kalsiyum alır. Kalsiyum hücre ve hücre zarında yoğunlaşır ise sertleşir ve fonksiyonlarını yapamaz hale gelir. Hücreler arası sıvı geçişinde iki taraflı geçiş zorlanır ve yavaşlar. Hücre içi temizlenemediği için bakteri veya mikropların çoğalması gözlenir. Damarlarda sertleşme görülür. Başta dolaşım sistemi olmak üzere ve organlarda çeşitli olumsuz etkilere neden olur.
Bor Eksikliğinde Ortaya Çıkan Sorunlar
- Bor eksikliği ile birlikte ortaya çıkan en büyük sorunlardan biri hormonal denge bozukluklarının ortaya çıkmasıdır ki bor, testosteron ve östrojen seviyelerinde oldukça etkilidir.
- Cinsiyet hormonu dengesizliği yaşanır. Endokrin sistemi, tüm sistemler gibi her şey olması gerektiği gibi çalıştığı sürece bir çaba gerektirmeden otomatik olarak işlevini sürdürür. Endokrin temel olarak endokrin sistem hormonların yaratılması ve yönetimi için bir nevi modem gibi işlev görür. Hormonlarımız bir wi-fi ağı gibi çalışır. İyi uyku, kan şekeri dengesi, güçlü bağışıklık sistemi, sağlıklı cinsel yaşam gibi işlevleri hormonların fonksiyonlarından sadece birkaçıdır. Hormonların başlıcaları hipofizhipotalamus, paratiroid, timus, pankreas, tiroit adrenal, pineal veya thalamus, yumurtalıklar ve testisler(erkeklerde). Hormonal yetersizlik cinsel yetersizlik sorunu yaratır. Sağlıklı cinsel hayatı olumsuz etkiler. Toplumsal bazda ise nüfus oranları yıllar itibariyle azalışa geçer. Bor eksikliği ise son yıllarda gündemde çok sık duyduğumuz “cinsiyetsizlik” kavramını bana hatırlatıyor.
- Hipertiroidizm ortaya çıkar. Hipertiroidi, tiroid bezinin aşırı çalışmasına bağlı olarak gelişen ve kan dolaşımına çok fazla tiroid hormonu (TSH) salgılanmasıyla oluşan bir hastalıktır. Herkeste görülebilir ancak kadınlarda erkeklerden yaklaşık 10 kat daha yaygındır. Tipik olarak 20 ila 40 yaşları arasında başlar.
- Steroid hormon metabolizmasını olumsuz yönde etkiler. Başta iltihaplanma olmak üzere romatoid artrit (eklem iltihabının sık görülen formudur ve eklemlerin içindeki zarda (sinoviyumda) ve/veya diğer iç organlarda iltihaba yol açar. Eklem hattı kalınlaşır ve eklemde ısı artışı, şişme ve ağrıya yol açabilir. Romatoid artrit yıllarca devam eder yani kronik bir hastalıktır) veya bağırsak iltihabı gibi enflamasyon hastalıkları (İltihaplanma olarak bilinen inflamasyon, herkeste meydana gelen ve bağışıklık sisteminin vücudu çeşitli hastalık veya yaralanmalara karşı korumak amacıyla oluşturduğu bir tepkidir), astım, alerjik rinit ve daha pek çok hastalığa davetiye çıkarır.
- Kemik gelişmesi, korunması ve büyümesini engelleyebilmektedir.
- Yeterli miktarda alınamayan bor, kadınlarda, kalsiyumun idrar yolu ile hızlıca vücuttan atılmasına sebep olmaktadır. Osteoporoz, kemik erimesi olarak bilinir. Süngerimsi kemik anlamına gelir. Kemiklerin içlerinde boşluklar oluşarak yoğunlukları azalır. Bu da kırılmaya ve çatlamaya yatkın hale gelmelerine neden olur. Kemik gelişmesi, korunması ve büyümesini engelleyebilmektedir.
- Kalsiyum tutulumu azalır.
- Magnezyum emilimini arttırabilen bor, şeker hastalığı ve buna bağlı olarak yaşanan magnezyum boşalması sonucunda magnezyumun vücutta tutumunu sağlayabilmektedir. Magnezyum eksikliğine bağlı olarak depresyon ve en az 20’ye yakın hastalığa neden olabilir.
- Diyabet riski artar.
- Obezite görülebilir.
- D3 vitamini seviyeleri azalır.
- Anormal servikal (rahim ağzı kanseri) sitopatoloji riski artar.
- Prostat kanseri riski artar.
- Akciğer kanseri riski artar.
- Lösemi riski artar.
- Tansiyon dengesizliği yaşanır.
- Kalp krizi riski artar.
- Kandaki hemoglobin konsantrasyonu önemli ölçüde azalır. Kana kırmızı rengini veren hemoglobin azlığı ise hücrelere yeterli oksijen gitmemesi sonucu başta halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı olmak üzere bir çok olumsuz etki yaratır.
- Hücre bazında çöküş yaşanır. Bor hücre zarını korur. Bor azalır ise hücre zarı çöker. Hücre zarı çökerse içine yabancı maddeler girer. Atık maddeler dışarı atılamaz. Hücre çöplüğe döner. Hücre yeteri kadar beslenemediğinde kişide halsizlik sürekli açlık duygusu başlar.
- Nöral arızalar görülür. Nörobilim sinir sistemi ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Sinir sisteminin en basit işlevi, bir hücreden diğerine veya vücudun bir parçasından diğerlerine sinyal iletmektir. Sinir sisteminin işlev bozukluğu çok çeşitli biçimlerde olabilir. Bunlara genetik bozukluk, travma, zehirlenme, fiziksel yaralanma, enfeksiyon veya erken yaşlanma (progeria) örnek verilebilir. Ayrıca sinir sistemi ile ilgili menenjit, şizofreni, Alzheimer hastalığı, kortikal görme bozukluğu, epilepsi (sara), Multipl Skleroz (MS) gibi hastalıklar vardır. Sinir sistemi bozukluğunun nedenleri ile ilgilenir. Bozukluğu önlemek için araştırma ve müdahale yapar. Çevresel sinir sisteminde, en yaygın meydana gelen problem türü, çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkan sinir iletimi arızasıdır. Bunlara diyabet nöropati ile sinir hücreleri kaybına neden olan MS, Parkinson Hastalığı ve Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) örnek verilebilir. ALS ise esas olarak istemli kas hareketinin kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin hasarından kaynaklanan nadir bir nörolojik hastalık grubudur. İstemli kaslar çiğneme, yürüme ve konuşma gibi hareketlerin yapılmasında görevlidir.
- Beyin fonksiyonlarında ve zihinsel performansta düşüklük gerçekleşir.
- El-göz koordinasyonunda bozulma yaşanır.
- Dikkat ve algılamada azalma olur.
- Genç veya değil fark etmez kısa ve uzun süreli hafızada önemli ölçüde kötüleşme görülür.
- Halsizlik yaşanır.
- Stres yaşanır.
Bir sonraki yazım olan “Bor ve Hastalıklar” konusunda buluşmak üzere. Sahip olduğunuz bedeninize, zihninize, algınıza ve dünyanıza iyi bakın. Haftaya bir sonraki yazımda görüşmek üzere… Hoşçakalın!