Ana Sayfa Sağlık İçin Bor Bor’un İnsanlar İçin Önemi

Bor’un İnsanlar İçin Önemi

0
borun insanlar için önemi

Sağlıklı yaşam için “bor”un beslenme döngüsü içinde yer alan bitkiler ve hayvanlar için de ne kadar önemli olduğunu sanırım daha iyi anlamış olduk.

Bor’un insanlar için önemi (sağlıktaki önemi) nedir peki? Bor, borik asit ve borat bileşikleri insanlar tarafından binlerce yıl biyomedikal amaçla kullanılmasına rağmen ilk kez gıda koruyucu olarak 1870’lerde kullanılmıştır. Ayrıca borat ilavesi et ve süt ürünleri gibi gıdaların lezzetini korumak veya raf ömürlerini uzatma yöntemlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Konservelerde de kullanılmaktaydı. Özellikle I. Dünya ve II. Dünya Savaşları’nda da gıda koruyucu olarak kullanılmıştır. Hatta I. Dünya Savaşı sırasında antibiyotik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yaralara ilaç olarak kullanılırken aşırı miktarda kullanılmasından dolayıtoksik etkiler görülmüştür. II. Dünya Savaşı sırasında terk edilmiş ve yerini antibiyotiklere bırakmıştır.

Canlı organizmalarda bor bir çok enzimi, kemik gelişimini, mineralizasyonu, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve enerji metabolizmasını etkilemektedir. Beslenme döngüsü içinde yeteri kadar bor alınmadığı takdirde bir çok hastalık ortaya çıkmaktadır. Bor kaynaklarından alınan dozlar, insanlarda ve hayvanlarda akut toksiteye neden olacak düzeyde değildir. Toksitite oranı için günlük 500 mg olarak belirlenmiştir. Normalde bir insanın günlük hayatta bu oranı almasına imkan yoktur. Ancak bor iyonu, yaşayan organizmalar üzerinde zehirli etkiler yapmakta ve suda yaşayan canlılara zehirli etkisi ile çok büyük zararlar verebilmektedir.

Yapılan araştırmalarda kuş gribi virüsü, herpes virüsü, hepatit C de dahil olmak üzere 11 tane virüsü inhibe ettiğine ilişkin bilimsel veriler mevcuttur. Şimdi esas konumuza geliyoruz. İnsan sağlığındaki yeri ne?

Bir kişinin sağlıklı yaşam için günlük alması gereken bor miktarı ortalamada üç aşağı beş yukarı bellidir. Net oranları DSÖ bir türlü açıklamamaktadır. DSÖ miktarı minumumda tutmak istese de araştırmalar çoğaldıkça oranlarda artışa gitmek zorunda kalmaktadır. Günlük 1mg/gün ve altında alınan bor vücutta yeteri kadar olmamasından dolayı hastalıklara davetiye çıkartır. Bilindiği gibi bağırsak mantarları veya bağırsak parazitleri bağırsaklarda çoğalırsa bütün bağırsağı streç folyo gibi kaplar. Bağırsakların vitamin, mineral, enzim gibi emilimini önler. Sağlıklı yaşam için gerekli vitamin, mineral, enzim yetersizliğine sebep olur. Kişinin bağışıklık sistemi çöker. Kabus gibi ama gerçek! Bağışıklık sisteminin çökmesi birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olur. Batı ülkelerinde bir kişinin günlük aldığı bor 1-2 mg’dır. Kimyasal gübre kullanılan tarım alanlarında sebze ve meyve ile alınan bor 0,25 mg’a düşmektedir. Örneğin; Jamaika’da şeker kamışı için aşırı kimyasal ilaç kullanımı nedeniyle topraktaki bor oranı aşırı oranda düşmüş ve insanların % 70’i artrozdan (halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalık) muzdarip olmuştur. Aynı şekilde Mauritius (Hint Okyanusu’nda bulunan adalardan biridir) adasında da toprakta ki bor oranı aşırı şekilde kimyasal gübrelerden dolayı azalmış ve insanların % 50’sinde artroz görülmeye başlamıştır. Bir örnekte Batı Avusturalya’nın Carnavon şehrinde toprak bor bakımından çok zengin olması nedeniyle burada artrozlu hasta oranı sadece %1 dir. Demek ki bor ve topraktaki bor insan sağlığını direkt olarak etkilemektedir.

Sahip olduğunuz bedeninize, zihninize, algınıza ve dünyanıza iyi bakın. Haftaya bir sonraki yazımda görüşmek üzere… Hoşçakalın!

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version